Seçme Hakkı Yoluyla Türk Vatandaşlığı Başvurusu
Seçme Hakkı ile Türk Vatandaşlığı Kazanılması Başvurusu Hakkında Sık Sorulan Sorular
- Türkiye’de seçme hakkı ile Türk vatandaşlığı nasıl kazanılır?
- Türkiye’de seçme hakkını kullanarak vatandaşlık başvurusu yapma süresi nedir?
- Türkiye’de seçme hakkı ile vatandaşlık başvurusu hangi belgelerle yapılır?
- Türkiye’de seçme hakkı kapsamında kimler Türk vatandaşlığı başvurusunda bulunabilir?
- Türkiye’de seçme hakkı ile vatandaşlık kazananların çocukları da vatandaş olabilir mi?
- Türkiye’de seçme hakkı ile vatandaşlık kazanımı hangi mevzuata dayanmaktadır?
- Türkiye’de seçme hakkı ile vatandaşlık başvurusu nerelere yapılabilir?
- Türkiye’de seçme hakkı ile vatandaşlık kazanmak için özel vekâletname yeterli midir?
- Türkiye’de seçme hakkı ile vatandaşlık kazananların kamu hizmetlerinden yararlanma hakları nelerdir?
- Türkiye’de seçme hakkı ile vatandaşlık kazanan biri askerlik yükümlülüğüne tabi midir?
- Türkiye’de seçme hakkı ile vatandaşlık başvurusu reddedilirse hangi hukuki yollar izlenebilir?
- Türkiye’de seçme hakkı ile vatandaşlık kazanımında üç yıl kuralı nasıl hesaplanır?
- Türkiye’de seçme hakkı ile vatandaşlık kazananların eşleri hangi hükümlere tabidir?
- Türkiye’de seçme hakkı ile vatandaşlık başvurusu sırasında en sık yapılan hatalar nelerdir?
- Türkiye’de seçme hakkı ile vatandaşlık başvurusu yapanların yabancı belgeleri nasıl hazırlanmalıdır?
- Türkiye’de seçme hakkı ile vatandaşlık kazananlar tekrar aynı hakkı kullanabilir mi?
- Türkiye’de seçme hakkı ile vatandaşlık başvurusunda noter onaylı tercüme zorunlu mudur?
- Türkiye’de seçme hakkı ile vatandaşlık başvurusunda avukat tutmak zorunlu mudur?
- Türkiye’de seçme hakkı ile vatandaşlık kazanan bir kişinin vatandaşlığı iptal edilebilir mi?
- Türkiye’de seçme hakkı ile vatandaşlık kazanmak isteyenler neden hukuki destek almalıdır?
Türkiye’de Seçme Hakkı ile Türk Vatandaşlığı Kazanılmasının Hukuki Dayanağı
Türkiye’de seçme hakkı ile Türk vatandaşlığı kazanımı hangi yasal düzenlemelere dayanmaktadır?
Türkiye’de seçme hakkı ile Türk vatandaşlığının kazanılması, 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 21 ve 22’nci maddeleri kapsamında düzenlenmiştir. Bu düzenleme, özellikle küçük yaşta ana veya babalarına bağlı olarak Türk vatandaşlığını kaybeden ve daha sonra ergin hale gelen kişilere tanınan özel bir haktır. Uygulama, bireyin Türk vatandaşlığına aidiyetinin yeniden tesisine olanak tanırken, aynı zamanda vatandaşlık politikalarının sürekliliğini ve bireyin irade beyanına dayalı olarak vatandaşlığa dönüşünü sağlamaktadır.
5901 sayılı Kanun’un 21’inci maddesine göre; ana veya babalarına bağlı olarak Türk vatandaşlığını kaybeden çocuklar, ergin olmalarından itibaren üç yıl içinde seçme hakkını kullanmak suretiyle Türk vatandaşlığını tekrar kazanabilirler. Bu madde, kişinin kendi özgür iradesiyle Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını yeniden kazanmasını amaçlar. Başvuru hakkının tanınmasındaki süre sınırlaması (erginlikten itibaren üç yıl), yasanın bireysel tercihe dayalı hızlı bir geri dönüş mekanizması öngördüğünü göstermektedir.
Ayrıca aynı Kanun’un 22’nci maddesi, seçme hakkı ile vatandaşlığın kazanılmasının hangi tarihten itibaren geçerli olacağını ve bunun sonuçlarını belirler. Buna göre, seçme hakkının kullanımıyla Türk vatandaşlığı kazanımı, bu hakkın kullanılmasına dair şartların tespit edildiği karar tarihinden itibaren hüküm doğurur. Yani vatandaşlık hukuku açısından, kazanım geriye dönük olarak değil, karar anından itibaren geçerli sayılır.
Bu düzenlemeler, Türk vatandaşlık hukukunun temel prensiplerinden biri olan iradi vatandaşlık kazanımı çerçevesinde değerlendirilir. Ayrıca seçme hakkını kullanan kişinin eşi ve çocuklarına da, Türk vatandaşlığının genel kazanım hükümleri (madde 20) uygulanarak aile bütünlüğünün korunması sağlanır.
Bu süreçte kişilerin, mevzuatı doğru yorumlayarak süreci hatasız yürütmesi büyük önem arz eder. Bu nedenle, başvurunun doğru zamanda, eksiksiz belgelerle ve hukuka uygun şekilde yapılması için uzman bir türkiye vatandaşlık avukatı veya izmir vatandaşlık avukatı desteği almak çoğu zaman sürecin başarısı açısından belirleyicidir.
Türkiye’de Seçme Hakkının Tanımı ve Uygulama Alanı
Türkiye’de seçme hakkı nedir ve Türk vatandaşlığı kazanımı açısından nasıl bir işlevi vardır?
Seçme hakkı, Türk vatandaşlık hukukunda yalnızca seçimlerde oy kullanma anlamına gelmez; aynı zamanda bireyin vatandaşlık statüsünü yeniden kazanabilmesi için irade beyanında bulunabileceği anayasal bir mekanizmadır. Bu hak, 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 21. maddesiyle düzenlenmiş olup, özel bir yeniden kazanım yoludur. Özellikle küçük yaşta Türk vatandaşlığını ana veya babaya bağlı olarak kaybeden bireylerin, ergin olduktan sonra üç yıl içinde bu hakkı kullanarak vatandaşlıklarını geri alabilmeleri mümkündür.
Seçme hakkı ile Türk vatandaşlığının kazanımı, vatandaşlık bağı ile hukuki ve duygusal bağlılık arasında bir denge kurmayı amaçlar. Bu hakkı kullanma iradesi, devlet tarafından vatandaşlığa alınmada önemli bir takdir sebebidir. Ancak bu hak sadece belirli koşullara bağlı bireyler için geçerlidir; örneğin, doğumla Türk vatandaşı olan ancak ailesiyle birlikte çıkma izni alarak vatandaşlıktan ayrılan kişilerin çocukları bu kapsamda değerlendirilir.
Uygulama alanı bakımından, bu hak bireyin bizzat başvurusu ile hayata geçirilir. Başvuru süreci Türkiye’deki nüfus müdürlükleri aracılığıyla ya da yurt dışındaki Türk konsolosluklarında yürütülebilir. Başvuru sırasında, bireyin daha önce Türk vatandaşlığını nasıl kaybettiği, mevcut medeni hali, yaş durumu ve kimlik belgeleri detaylı şekilde değerlendirilir.
Bu süreçte, başvuru sahibinin doğru bilgilendirilmesi ve sürecin hukuka uygun şekilde yürütülmesi kritik önem taşır. Bu noktada deneyimli bir türkiye vatandaşlık avukatı ya da karşıyaka vatandaşlık avukatı ile çalışmak, süreci hızlandırmakta ve başvurunun reddi riskini minimize etmektedir.
Türkiye’de Seçme Hakkı ile Türk Vatandaşlığından Çıkma İzni Alanların Hukuki Durumu
Türkiye’de çıkma izni ile vatandaşlıktan ayrılan kişiler tekrar nasıl vatandaşlık kazanabilir?
Türk vatandaşlığını çıkma izni alarak kaybeden kişilerin durumu, 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 21. maddesi bağlamında “seçme hakkı” ile yeniden vatandaşlık kazanımı açısından özel bir öneme sahiptir. Türkiye’de bazı bireyler, özellikle yurt dışında yaşamakta olan ailelerin çocukları olarak, henüz reşit değilken ana veya babalarına bağlı olarak Türk vatandaşlığından çıkma izni ile ayrılmaktadır. Bu kişiler, ergin hale geldiklerinde üç yıl içerisinde seçme hakkını kullanmak suretiyle yeniden Türk vatandaşlığına geçme hakkına sahiptir.
Kanunun 27. maddesi uyarınca, “izinle çıkma” prosedürü doğrultusunda vatandaşlıktan ayrılan kişilerin, çıkma belgesi alındıktan sonra çocukları da bu işlemden etkilenir. Bu çocuklar, doğrudan irade beyanında bulunmamış olmalarına rağmen hukuken Türk vatandaşlığını kaybetmiş sayılır. Ancak yasa koyucu, bu kişilere ergin olduktan sonra bireysel irade beyanı ile yeniden vatandaşlığa dönme imkânı tanımıştır. Bu hak, yalnızca belirli bir süre için kullanılabilir; üç yıllık başvuru süresi kanunen sabittir ve bu süre geçirildiğinde seçme hakkı ortadan kalkar.
Başvurular, Türkiye’deki il nüfus müdürlüklerine ya da yurt dışındaki Türk dış temsilciliklerine yapılabilir. Bu başvuruda kişinin çıkma izin belgesi, nüfus kayıt örnekleri ve kimliğini ispat eden belgeler gibi resmi evraklar ibraz edilmelidir. Başvuru sonucunda, şartları taşıdığı tespit edilen kişilere Türk vatandaşlığı yeniden kazandırılır.
Bu noktada dikkat edilmesi gereken önemli bir detay, kişilerin başvuru süresini kaçırmamaları ve işlemleri eksiksiz şekilde tamamlamalarıdır. Bu süreci hukuki güvence altına almak adına profesyonel bir türkiye vatandaşlık avukatı ya da izmir vatandaşlık avukatı ile çalışmak son derece faydalıdır.
Türkiye’de Seçme Hakkı ile Türk Vatandaşlığının Yeniden Kazanım Süreci
Türkiye’de seçme hakkı ile Türk vatandaşlığı başvurusu nasıl yapılır?
Türkiye’de seçme hakkı ile Türk vatandaşlığının yeniden kazanımı, 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 21. maddesine dayanır. Bu hükme göre, çocukken ana veya babasına bağlı olarak Türk vatandaşlığını kaybeden kişiler, ergin olduktan sonraki üç yıl içinde seçme hakkını kullanarak tekrar vatandaşlık kazanabilir.
Başvurular, yurt içinde kişinin yerleşim yerinin bulunduğu il valiliğine, yurt dışında ise Türkiye Cumhuriyeti dış temsilciliklerine yapılabilir. Başvuru, kişinin kendisi tarafından bizzat yapılabileceği gibi, bu işleme özgülenmiş özel bir vekâletname ile de yapılabilir. Vekâletnamenin bu hakkın kullanımına açıkça işaret etmesi zorunludur.
Başvurunun kabul edilebilmesi için gerekli belgeler genel olarak şunlardır:
- Çıkma izin belgesi veya çıkmaya ilişkin kararı gösteren resmi belge,
- Kimlik tespiti için geçerli belge (pasaport, eski Türk kimliği vb.),
- Nüfus kayıt örneği,
- Biyometrik fotoğraf,
- Başvuru formu ve dilekçe.
Yetkili makamlar, belgeleri ve başvuru sahibinin durumunu değerlendirdikten sonra seçme hakkının mevzuata uygun şekilde kullanıldığını tespit ederse, Türk vatandaşlığının yeniden kazanımına ilişkin karar verir. Bu karar, başvurunun kabulü halinde, kararla birlikte hüküm doğurur.
Başvuru sürecinde her adımın yasal çerçevede, sürelere uygun ve eksiksiz yürütülmesi son derece önemlidir. Bu nedenle, başvuru sahiplerinin süreci deneyimli bir türkiye vatandaşlık avukatı veya izmir vatandaşlık avukatı rehberliğinde yürütmesi hak kaybı yaşanmasını engeller ve işlemlerin hızlı tamamlanmasını sağlar.
Türkiye’de Seçme Hakkı ile Türk Vatandaşlığı Başvurusunda Gerekli Belgeler
Türkiye’de seçme hakkına dayalı vatandaşlık başvurusunda hangi belgeler gereklidir?
Seçme hakkı ile Türk vatandaşlığının yeniden kazanımı için yapılacak başvurularda, ilgili makamlarca talep edilen belgeler net şekilde belirlenmiştir. Başvuru dosyasının eksiksiz sunulması, sürecin kesintisiz ve kısa sürede tamamlanması açısından son derece önemlidir. Başvuru sırasında aşağıdaki belgelerin ibraz edilmesi gerekmektedir:
- Başvuru Formu (VAT-8),
- 2 adet 50x60 mm boyutunda, beyaz fonda ve desensiz, ICAO standartlarına uygun, makinede okunabilen biyometrik fotoğraf,
- Türk vatandaşlığının kaybından sonra kazanılan yabancı devlet vatandaşlığını gösteren, usulüne uygun şekilde onaylanmış belgenin noter tasdikli Türkçe tercümesi,
- Usulüne uygun şekilde onaylanmış medeni hal belgesinin noter tasdikli Türkçe tercümesi,
- Hizmet bedelinin Maliye veznesine yatırıldığını gösteren makbuz.
Bu belgelerin hazırlanmasında yapılan en küçük bir hata veya eksiklik, başvurunun işleme alınmasını engelleyebilir veya gecikmelere neden olabilir. Özellikle yurt dışında düzenlenmiş belgelerin noter onayı ve tercümesi gibi işlemler, uluslararası belge tasdik kurallarına uygun şekilde yapılmalıdır.
Bu nedenle başvuru sahiplerinin, süreci kendi başlarına yürütmeye çalışmak yerine deneyimli bir türkiye vatandaşlık avukatı ya da izmir vatandaşlık avukatı desteği alması büyük önem taşır. Profesyonel hukuki destek sayesinde belgelerin doğruluğu, eksiksizliği ve uygunluğu garanti altına alınarak başvurunun reddedilme riski en aza indirilir.
Türkiye’de Seçme Hakkı ile Türk Vatandaşlığına Başvurabilecek Kişiler Kimlerdir?
Türkiye’de kimler seçme hakkı kapsamında yeniden Türk vatandaşlığı başvurusunda bulunabilir?
5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 21. maddesi uyarınca, seçme hakkı ile Türk vatandaşlığını yeniden kazanabilecek kişilerin kimler olduğu açıkça belirlenmiştir. Bu kapsamda başvuru yapabilecek kişiler, çocukken ana veya babalarına bağlı olarak çıkma izniyle Türk vatandaşlığını kaybetmiş, ancak kendileri doğrudan irade beyanında bulunmamış bireylerdir. Bu kişilerin ortak özelliği, vatandaşlıktan kendi istekleriyle değil, ebeveynlerine bağlı olarak çıkmış olmalarıdır.
Bu kişilerin başvuru hakkı, ergin olmaları ile birlikte başlar. Türk hukukuna göre erginlik yaşı genellikle 18 olarak kabul edilmektedir. Ergin olan birey, üç yıl içinde seçme hakkını kullanarak Türk vatandaşlığına yeniden başvuruda bulunabilir. Bu süre, hakkın zamanında kullanılabilmesi açısından son derece kritiktir; zira üç yıl geçtikten sonra bu hak ortadan kalkar.
Başvuru hakkı yalnızca ana veya babasına bağlı olarak çıkma izniyle vatandaşlıktan çıkanlar için geçerlidir. Kendi iradesiyle Türk vatandaşlığından çıkan bireyler, seçme hakkı yoluyla değil, farklı usullerle vatandaşlık başvurusu yapmak durumundadır. Ayrıca, bu hak sadece bir kereye mahsus kullanılabilir; süresi içinde kullanılmadığı takdirde ikinci bir şans tanınmaz.
Bu noktada, kişinin önceki vatandaşlık kaydının nasıl gerçekleştiği, hangi tarih ve gerekçelerle sistemden düşürüldüğü, mevcut vatandaşlığı ve medeni durumu gibi birçok unsur birlikte değerlendirilir. Tüm bu unsurların sağlıklı analiz edilmesi, başvuru hakkının gerçekten mevcut olup olmadığının net şekilde anlaşılması için kritik önemdedir. Bu nedenle sürece başlamadan önce alanında uzman bir türkiye vatandaşlık avukatı veya karşıyaka vatandaşlık avukatı ile görüşülmesi, zaman kaybı yaşanmasını önler ve hak kaybını engeller.
Türkiye’de Seçme Hakkı ile Kazanılan Türk Vatandaşlığının Hakları ve Sınırlamaları
Türkiye’de seçme hakkı ile kazanılan vatandaşlık hangi hakları ve sınırlamaları içerir?
Seçme hakkı ile Türk vatandaşlığının yeniden kazanılması, kişiye Türk vatandaşlarının sahip olduğu hukuki statüyü kazandırır. Bu vatandaşlık statüsü, doğumla kazanılan vatandaşlıkla aynı derecede geçerlidir ve kişi, yeniden vatandaş olduktan sonra Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak tüm anayasal haklardan yararlanır.
Bu haklar arasında seçme ve seçilme hakkı, kamu hizmetlerinden yararlanma, sosyal güvenlik sistemine dahil olma, Türkiye’de sınırsız ikamet ve çalışma hakkı, Türk pasaportu alma hakkı gibi temel vatandaşlık hakları yer alır. Aynı zamanda kişi, eğitim, sağlık, sosyal yardım ve benzeri kamu hizmetlerinden Türk vatandaşları ile eşit şekilde faydalanabilir. Bu durum, yurt dışında yaşayan ve vatandaşlık bağını yeniden kurmak isteyen kişiler açısından büyük avantaj sağlar.
Ancak seçme hakkı ile vatandaşlık kazanımında bazı sınırlamalar da olabilir. Özellikle askerlik yükümlülüğü, kamu görevlerine atanma şartları ve geçmişe dönük bazı kazanımların uygulanmasında farklılıklar söz konusu olabilir. Örneğin, yeniden kazanılan vatandaşlık sonrası sosyal güvenlik haklarının geçmişe dönük tanınması mümkün değildir; haklar vatandaşlık kazanımı tarihinden itibaren işlemeye başlar. Ayrıca, kamu düzeni veya milli güvenlik açısından sakıncalı bir durumu olan kişilerin vatandaşlık başvuruları reddedilebilir ya da iptal edilebilir.
Bu tür sınırlamaların kişi özelinde nasıl uygulanacağını önceden değerlendirmek, yasal durumun netleştirilmesi açısından büyük önem taşır. Dolayısıyla, seçme hakkını kullanarak vatandaşlık kazanmayı düşünen bireylerin, özellikle haklar ve sınırlamalar konusunda detaylı bir ön inceleme yaptırmaları tavsiye edilir. Bu noktada deneyimli bir türkiye vatandaşlık avukatı veya izmir vatandaşlık avukatı ile sürece başlamadan önce görüşmek, başvuru sahibinin hem hukuki güvenliğini sağlar hem de tüm haklarını doğru şekilde kullanmasına imkân tanır.
Türkiye’de Seçme Hakkı ile Türk Vatandaşlığı Kazananların Çocuklarının Hukuki Durumu
Türkiye’de seçme hakkı ile vatandaşlık kazanan kişilerin çocukları da vatandaşlık kazanabilir mi?
Seçme hakkı ile Türk vatandaşlığını yeniden kazanan bireylerin çocuklarının durumu, 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 20. maddesi çerçevesinde değerlendirilir. Kanunun açık hükmüne göre, Türk vatandaşlığını kazanan kişilerin ergin olmayan çocukları da ana veya babalarına bağlı olarak Türk vatandaşlığını kazanabilirler. Bu kazanım, başvuru sahibinin talebi üzerine ve ilgili makamların uygun görmesi koşuluyla gerçekleşir.
Bu bağlamda, seçme hakkını kullanarak Türk vatandaşlığını kazanan bir bireyin çocukları, kendiliğinden vatandaşlık kazanmaz; ebeveynin başvurusu ve yetkili makamların onayı gereklidir. Başvuru sürecinde, çocuğun medeni durumu, yaşı, mevcut vatandaşlığı gibi hususlar detaylı şekilde değerlendirilir. Eğer çocuk yabancı bir ebeveyne sahipse, diğer ebeveynin de onayı aranabilir. Bu, çocuğun üstün yararının korunması amacıyla uygulanan bir önlemdir.
Ergin olan çocuklar ise kendi adlarına başvurmak zorundadır. Seçme hakkı ile vatandaşlık kazanımında ebeveynin durumu, ergin çocuk için doğrudan bir hak doğurmaz. Bu durumda, çocuk Türk vatandaşlığını genel başvuru usulleri çerçevesinde sonradan kazanabilir.
Çocukların vatandaşlık durumu özellikle aile bütünlüğünün korunması açısından kritik öneme sahiptir. Bu nedenle, çocukların da Türk vatandaşlığına geçmesini arzu eden ailelerin başvuru sürecinde bu durumu açıkça belirtmeleri ve gerekli belgeleri zamanında temin etmeleri gereklidir. Başvuru prosedürü hassas ve belge yoğun bir süreç olduğu için, çocuklar adına yapılacak işlemlerde de profesyonel destek almak ciddi avantaj sağlar. Bu noktada alanında uzman bir türkiye vatandaşlık avukatı veya karşıyaka vatandaşlık avukatı, sürecin sorunsuz tamamlanmasına katkı sunar.
Türkiye’de Seçme Hakkı ile Türk Vatandaşlığı Başvurusunun Reddedilmesi Durumunda Yapılabilecekler
Türkiye’de seçme hakkı ile vatandaşlık başvurusu reddedilirse ne yapılabilir?
Seçme hakkı ile Türk vatandaşlığının yeniden kazanımı, belirli şartlara bağlanmış bir yasal haktır; ancak bu hak otomatik olarak vatandaşlık kazanımı sonucunu doğurmaz. Başvurunun değerlendirilmesi, ilgili makamlar tarafından kişisel durumun ve belgelerin uygunluğu esas alınarak yapılır. Bu çerçevede, bazı durumlarda başvurular reddedilebilir. Reddin gerekçeleri arasında, süre aşımı, eksik ya da hatalı belgeler, kamu düzenine veya milli güvenliğe aykırılık gibi nedenler yer alabilir.
Başvurunun reddedilmesi halinde, başvuru sahibine gerekçeli bir karar tebliğ edilir. Bu karar, idari bir işlem niteliğindedir ve yasal süresi içinde idare mahkemesine dava açılarak itiraz edilebilir. Türkiye’de idari yargılama sistemine göre, tebligat tarihinden itibaren 60 gün içinde ilgili idare mahkemesine başvurmak gerekir. Mahkeme süreci, başvurunun haklı nedenlere dayanıp dayanmadığını inceler ve idarenin kararının hukuka uygun olup olmadığını değerlendirir.
Reddin hukuki açıdan geçersiz olduğunu düşünen başvuru sahiplerinin, özellikle dava sürecinde güçlü bir hukuki argüman oluşturması şarttır. Bu noktada, idari dava usulleri, başvuru belgelerinin analizi ve yasal sürecin doğru yönetimi açısından profesyonel destek alınması son derece önemlidir. Hukuki süreçte yapılacak küçük bir hata bile, vatandaşlık hakkının kalıcı olarak kaybedilmesine yol açabilir.
Bu nedenle başvurusu reddedilen kişilerin, itiraz sürecine geçmeden önce mutlaka deneyimli bir türkiye vatandaşlık avukatı ya da izmir vatandaşlık avukatı ile görüşerek süreci başlatmaları önerilir. Böylece, hem başvuru aşamasında yapılan eksiklikler tespit edilebilir hem de itiraz dilekçesi güçlü bir hukuki çerçevede hazırlanabilir.
Türkiye’de Seçme Hakkı ile Türk Vatandaşlığı Kazanımında Avukat Desteği Neden Gereklidir?
Türkiye’de seçme hakkına dayalı vatandaşlık kazanımında avukat desteği neden önemlidir?
Seçme hakkı ile Türk vatandaşlığının yeniden kazanımı, ilk bakışta sade bir idari başvuru gibi görünse de, sürecin her aşaması hukuki detaylar ve resmi prosedürler barındırmaktadır. Bu nedenle, özellikle yurt dışında yaşayan ve Türkiye’deki mevzuata tam hâkim olmayan bireyler açısından süreci profesyonel destek olmadan yürütmek ciddi riskler barındırabilir.
Başvuru sürecinde sunulacak belgelerin tam ve usulüne uygun şekilde hazırlanması, tercümelerin noter tasdiki, yurt dışı belgelerinin apostil onayı gibi işlemler ciddi teknik bilgi gerektirir. Ayrıca, üç yıllık başvuru süresinin kaçırılması durumunda geri dönüş imkânı olmadığından, başvurunun zamanlaması da hayati önem taşır. Belgelerdeki en küçük bir eksiklik ya da hata başvurunun reddine neden olabilir.
Avukat desteği, bu tür olasılıkların önüne geçmekle kalmaz, aynı zamanda başvuru sahibinin gerçek hukuki durumunun analiz edilmesini de sağlar. Kişinin önceki vatandaşlık kaydının şekli, mevcut medeni hali, çocuklarının durumu, diğer vatandaşlık haklarıyla ilişkisi gibi pek çok unsur ancak uzman bir gözle doğru şekilde yorumlanabilir. Ayrıca başvurunun reddedilmesi halinde, hukuki itiraz sürecinin etkili yürütülmesi yine uzmanlık gerektirir.
Bu nedenle seçme hakkını kullanarak Türk vatandaşlığına yeniden başvurmak isteyen kişilerin, süreci başından itibaren deneyimli bir türkiye vatandaşlık avukatı ya da karşıyaka vatandaşlık avukatı ile birlikte yürütmeleri tavsiye edilir. Böylece hem işlemler hızla tamamlanır hem de hak kaybı yaşanmasının önüne geçilir.